Wes Anderson’ın yönettiği ve R.Coppola ile birlikte yazdığı Moonrise Kingdom, tam bir yıldızlar geçidi.
Bruce Willis, Bill Murray, Edward Norton ve kısacık rolüyle ağzımıza bir parmak
bal çalıp kaçan Tilda Swinton (bu
deyimin artık değişmesi lazım, 'bal' çok demode olmadı mı artık? yerine 'nutella' deme
vaktimiz geldi de geçiyor bence) bir yana, filmin ana karakterlerini
canlandıran 2 çocuk oyuncu bir yana. 90 dakika boyunca bu mütevazi ama kusursuz
oyunculuk gösterisini izlerken filmin sonuna nasıl geldiğinizi anlamanız güç
olabilir. Filmin hikayesi de, anlatımı da son derece naif; 60’lı yılların
Amerika kırsalında yaşayan başarısız bireyler, ebeveynler ve onların çocukları.
Bu çocuklar toplum içinde ‘tuhaf’ bulundukları için dışlanmakta, dışlandıkça
hırçınlaşmakta, hırçınlaştıkça daha da uzaklaşmakta ve en sonunda çareyi
ortadan kaybolmakta bulmaktadır. Genelde masalsı ve şirin bir anlatımı olsa da,
bazı yerlerde kahkahayı bastıracak kadar da komik. Yanımda Güzin Hanım film
boyunca kıkırdayışıma sinir oldu mesela. Ha, gülünce ses tonum ‘kesimden canhıraş
kaçan bir tavuğa’ dönüştüğü için de sinir olmuş olabilir, bilemiyorum :)
Özellikle dünya film tarihinde görüp görebileceğiniz en şirin ‘kulak delme ve küpe
takma’ sahnesi için bile bu filmi kesinlikle izlemelisiniz. Bu filmle ödüle
doyamayasın e mi Anderson.
Dördünüzü de yerim lan |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder