5/29/2012

MAN ON A LEDGE


Sam Worthington muhteşem bir yüz. Onun oynadığı filme insan ister istemez ilgi göstermek zorunda kalıyor. Avatar, dünyanın en kötü filmi Clash of the Titans (Titanların Savaşı)  ve yüzyılın en kötü Terminatör filmi gibi devasa yapımlarda boy göstermesi bir yana, iyi oyunculuğu bir yana, enfes suratı bir yana. Nicolas Cage’i ele alalım. O nasıl hem çirkin hem de boktan oyuncuysa, bu da tam tersi. Oldu mu bu karşılaştırma? Sanmıyorum. Neyse. Filmin konusu şu: 

Hassktr, filmin 'konusu şu' diyip paragraf mı bitirilir olum. Olmadı, baştan. Filmin konusu şu: Haksız yere hapis yatmış bir polis, intihar etmek için bir New York gökdeleninin yirminci katına çıkar. Ama aslında intihar etmek istemekte midir, yoksa asıl planı gizleyebilmesi için bir oyun mudur? Aksiyon ve ilk yarım saatte çok iyi işleyen dağınık anlatım finale kadar çok iyi tırmandırmış gerilimi. Müzikler falan da mükemmel. Ed Harris ve Elizabeth Banks gibi isimler de kadroda. Filmin finali biraz fazla beyinsizce, ama genel gidişattan alınan o ‘Amerikan aksiyon dizisi’ tadından ötürü bu kusuru yok sayabilirsiniz diyorum. Tam bir ‘ovvv adamım, çıldırmış olmalısın’ pop corn eğlencesi.

Hiç yorum yok: