Kendi elceğizimle çizdim hiç üşenmeden, bunun bi de 2. Haftası var :) |
Kumpanya / The Travelling Players: Angelopoulos’a saygı
duruşu amacıyla festivalde yer bulsa da, benim asıl gitme amacım kendimi test
etmek. 1975 yapımı, 230 dakikalık bir filmi sonuna kadar izleme sabrını
gösterebilecek miyim diye merak ediyorum. Sinema sevgim ve entellik düzeyim
muhtemelen 100 dakika dolmadan çıkacağımı gösterse de, ümitliyim :)
Hoşça Kal/Be Omid E Didar: Yönetmen Mohammad Rasoulof’un
kısmen kendi hikayesini anlattığı bir film. Genç ve hamile bir avukat, Tahran’dan ve ülkesinden çıkabilmek için vize almaya çalışmaktadır.
Priscilla Çöller Kraliçesi /Queen of the Desert: Müzikalden
nefret ettiğim halde beni kendine aşık etmiş bir filmdi bu. Bu defa beyazperdede görmek istiyorum o enfes
Avustralya çöllerini ve Oscar’lık kıyafetleri.
Lal Gece: Reis Çelik ismini unutmam. Unutamıyorum daha doğrusu. ‘Hoşçakal Yarın’
sinemada izlediğim ilk politik dramdır, babam götürmüştü. Konu Anadolu’nun
çocuk gelinleri. Oynayan da İlyas Salman.
Prens ve Şov Kızı / The Prince and the Showgirl: Bir ay önce
izlediğim şahane My Week With Marilyn, 'The Prince and the Showgirl'ün çekimleri için İngiltere’ye
giden Marilyn Monroe’nun bir haftasını anlatıyordu. My Week...'ten sonra bunu izlememek olmazdı. İlk kez sinemada Monroe
izlemek çılgın bir tecrübe olacak bu arada.
Baskın/The Raid: Fragmanı enfes. Boru gibi bir aksiyon ve
adrenalin için ideal. Dev keyifli olacak bu.
Tepedeki Ev/Kokukiro Saka Kara: Spirited Away, Princess
Mononoke ve Howl’s Moving Castle gibi efsane filmlerin yönetmeni ve yazarı Hayao Miyazaki’nin oğlu
Goro Miyazaki’nin filmi. Merak etmek için başka bir sebebe gerek yok bence.
Sadakatsizler/Les Infideles: İlişkiler, ihanet vs
hikayeleri. The Artist ile ödülleri toplayan Jean Dujardin oynamakla
kalmamış, Michel Hazanavicius ile
birlikte yönetmenler arasında yerini almış.
Aşkın Karanlık Yüzü/The Deep Blue Sea: Başrolde Rachel
Weisz. Yeterli sebeptir. Bir aşk üçgeni muhabbetleri.
Güzellik/Skoonheid: Eğer yanlış hatırlamıyorsam 200 film
arasında eşcinsel içerikli olan tek film bu. Bir Güney Afrika dramı.
Michael: Konusu bildiğin arıza: Bir pedofil, 10 yaşındaki
bir çocuk ve bir bodrum katı. 5 ay. Bunun altından nasıl bir sapıklık çıkacak diye
merak ediyor insan.
Gökyüzünde Bir Ayna/Katmandu, un Espejo en el Cielo: Katalan
bir öğretmenin Nepal’de geçen hikayesi. Even the Rain’i Oscar’a aday olan Iciar
Bollain’in yönettiği bu İspanyol film, listeme ‘multiculturalism/çok
kültürlülük’ kategorisinden giriyor.
Şeytan Adasının Kralı/Kongen av Bastoy: Karlı bir Kuzey
Avrupa dram/aksiyonu. Bir ıslahevinden kaçış planına ve gaddar gardiyanlara
karşı ayaklanmaya liderlik yapan bir çocuğun öyküsü.
Yalnız Gezegen/The Loneliest Planet: Kafkas dağları, gezi
amaçlı gelmiş genç bir çift ve onlara yol gösteren Gürcistanlı bir rehber.
‘Gerilim’ diyor tür olarak. Merakla bekliyoruz :)
Kahraman/Hero, Kaplan ve Ejderha/Crouching Tiger Hidden
Dragon, Beyaz Saçlı Gelin/The Bride With White Hair, Zamanın Külleri/Ashes of
Time, Parlayan Hançerler/House of Flying Daggers: Bunlardan üç tanesini zaten
sinemada izlemiştim. O büyüyü tekrar
yaşamak istiyorum. İçinde aksiyon barındırsa da, öncelikle mekan&renk
kullanımıyla ve tuhaf şiirselliğiyle insanı çarpan bu ekolden filmlerin hastasıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder