2/06/2012

TAKE SHELTER





Bağımsız Amerikan yapımı Take Shelter’ı izledim.  Ohio taşrasından bir baba, korkunç bir fırtınanın geldiğine dair kabuslar görür. Bunlar kan ter içinde uyanılan sıradan rüyalar değildir, günlük hayatını alt üst edecek düzeydedir. Adam, annesinin paranoid şizofrenik belirtilerinin kendisinde de olduğunu düşünecek kadar yoğun bir şekild etkilenmektedir bu sanrılardan. Bir iki tanesi filmi dram türünden psikolojik gerilim türüne kadar tırmandırtacak derecede korkunç anlar bunlar. Hatta pskiyatristler de tedavi görmesi gerektiğini düşünmektedir. Michael Shannon’ın saçmasapan derecede iyi oynadığı bu baba, kızını ve eşini koruma iç güdüsüyle bir sığınak inşa etmeye karar verir. Dünyanın sonu temalı tüm Hollywood filmlerinde gördüğümüz o hafif eğimli metal kapısı olan, az ışıklandırmalı, içindeki aile fertlerinin ürkek bakışlarla fırtınanın dinmesini beklediği o klostrofobik sığınaklar var ya, onlardan işte.  Bir yandan eşiyle yaşamaya başladığı kaçınılmaz sorun ile “bakılması inanılmaz zor çocuklu çekirdek ailede güven ve diyalog sorunu” anlatılırken, diğer yandan modern zamanların haklı paranoyası (bu ne boktan bi tamlama lan böyle, nefret ettim) ile “yüksek öngörülü bir peygamber miyim, yoksa sadece bir şeyler mi eleştiriyorum?” sorusu Shannon’ın oynadığı baba karakteri aracılığıyla soruluyor. Eleştiriyorsa da ne eleştiriyor, onu filmi izleyen kişi kendisi çözmeli. Amerikanın yaşadığı ekonomik çöküşlerden bahsedenler var, ben daha çok işin bireysel kısmına takılmış durumdayım her zamanki gibi. Babanın ailesiyle olan ilişkisini, yaşanan güven sarsıntılarını baş tacı ettim filmi izlerken. Bu arada peygamber falan dedim ama korkmayın, film dini açıdan pek bir şey söylemiyor. Gerçi Lions Club yemeği  kısmında bir “aklını yemiş adamın vaazı” sahnesi ve senaryoda “sel öncesinde hazırlık yapan Peygamber Nuh” benzerliği  var ama bunlar geri planda kalan konular bence. 

İnsanlar nasıl “param olsa içinde pembe yunusların oynaştığı Karayip temalı uçsuz bucaksız bir havuz yaptırırım” diyor, ben de “param olsa McCarthy’nin romanı The Road’da baba ve oğulun bulduğuna benzeyen, olmadı Lost’takine benzeyen bir sığınak yaptırırım” diyorum. O derece kıyamet ve dünyanın sonu fetişim var. Rezil bir filmdi belki ama Emmerich’in 2012’sinde Woody Harrelson’ın oynadığı manyak tip koskoca bir volkanik patlamaya şahit olurken ve hatta  kocaman bir kaya parçasının altında ezilmek üzereyken kaçmak yerine mutluluktan gözleri yaşlı bir şekilde “tüylerim diken diken oldu” diyor ya, hah, işte benimkisi de o derece yoğun bir keyif, ağır bir sapıklık. Şu ana kadar ik üç dev kasırga rüyası görmüşlüğüm de var, ortasında coşku ve dehşet içinde uyanıp sonrasında tekrar uykuya dalıp rüyaya kaldığım yerden devam etmeye çalıştığım ama başarısız olduğum rüyalar. O yüzden Take Shelter gibi böyle bol gökyüzü görüntülü, bol şimşekli, hortumlu ve kıyamet habercisi psikopat kuşlu filmler benim gibi youtube’da sürekli “twister close up”, “massive multi-tornado vortex” tarzında aramalar yapan birisi için hep 3-0 önde başlıyor. Hele bir de Hollywood’un içi boş, gişeye oynasın diye yapılan filmlerinden biri değil de, böylesine korkutucu atmosferi olan –gerçekten bir korku filmine dönüşüyor bazı yerlerde-, şahane senaryosu ve göz yaşartan müzikleri olan –sığınaktan çıkma sahnesinde ve finalde giren müziğe dikkat- bir film olunca keyiften ne yapacağımı şaşırmakla kalıyorum. Michael Shannon’ın harika oyunculuğunu –filmde ilk beş on dakika abartıldığını düşünmüştüm- ve filmin daha açılış sekansında saran  yarı melankolik  yarı kafayı sıyırmış atmosferini tekrar hatırlatıp bu yazıyı burda bitirelim. Bu gece uyuyunca bir takım fırtınalar, tsunamiler falan göreyim yine nolur nolur nolur nolur...

and for those who cannot read in Turkish

Directed by Jeff Nichols, this brilliant American indie is about an Ohioan father who believes and maybe foresees that a devastating storm approaches, which drives him to build a shelter that would protect him and his loving family from the coming apocalypse. His nightmares are not ordinary ones. They are vivid, real. They push him beyond the borders of sanity and eventually makes him believe that his mother’s paranoid schizophrenic symptoms will now rule over him. Are these apocalyptic visions because he’s losing his mind like his mother did, or are they prophetical and he has to save his family and maybe his neighbourhood? With Michael Shannon’s awe-inspiring acting, this father becomes even more obsessed with the shelter and building it that he fails to be a responsible father, he even loses his job. On the surface, Take Shelter is a drama/thriller (also a  horror with some of the perfectly shot, jaw-droppingly calm but scary scenes) about the trust and the dialogue in a core family with a child that needs the utmost care and attention. And in between the lines, it is a riveting metaphor that criticizes whatever you want it to. Some say it’s about the collapse of the US economy, but I was super focused on what was happening on the surface; the drifting apart of the parents with mistrust and the heartbreaking failure to communicate, through which the melancholic atmosphere of the film is built. From the religious point of view, I don’t think there’s much to say, although there is a scene where the father, half-delusional, half-furious, tries to preach the neighbours and the scenario partly reminds us of the story of Noah’s Ark.

As a fan of the mega disasters that will hopefully bring the end of planet Earth one day (well, actually “a fan” is an understatement, the truth is I am the guy who says “I have the goosebumps” with teary eyes  when he watches a volcanic eruption with an undescribable joy. the crazy broadcaster (Woody Harrelson) in Emmerich’s apocalyptic bubble 2012, anyone?), I don’t need to watch apocalyptic films to like them. I’m like “Ok, I like the film already” when I see the very first teaser or poster :) In addition to this, Take Shelter is not just another Hollywood blockbuster with a silly scenario, no twist etc. With some self-important but mostly quiet & humble directing, Shannon’s acting,  wonderful  music (David Wingo), good scenario and somewhat controversial ending; Take Shelter is just another film that you must see, regardless of whether or not you are a fan of storms, hurricanes, disasters or end of the world scenarios like I am. 

it's a grey film indeed

Hiç yorum yok: