Birincisi, Fassbender her yerde. Herif Inglorious Basterds’de bir oynadı pir oynadı, Hollywood
diyarlarında olan şeyler için “adamın bahtı açıldı ayol” gibi şeyler söylenir
mi bilemiyorum ama 2011 resmen bu adamın yılıydı. İlerde bir kısa film çekersem
oynamaya hak kazandı. Şaka şaka, elbette kazanmadı, Ryan Gosling orda ışıl ışıl
parlarken napiym Fassbender’ı. Özellikle bu filmde bu kadar yakın çekimde
adamın penisiyle haşır neşir olmuşken?!
İkincisi, film yer yer inanılmaz sıkıcı “piyano eşliğinde
bir New York güzellemesi” triplerine giriyor, o da yetmiyormuş gibi bir
kısmında Never Let Me Go ve Drive’daki duruluğuyla bizi kendisine aşık etmiş Carey
Mulligan yüzüne fondotenin iyi yedirilemediği noktaları dahi belli edecek bir
yakın çekimde 5 dakika boyunca berbat bir “New York, New York” vokal
performansı sergiliyor! Bazı kısımlarda iç bayma konusunda nedense birlikte
anıldığı Sleeping Beauty ile yarışıyor bence.
filmin en ilginç sahnesiydi bence burası |
Üçüncüsü, “Sinema” dergisi film hakkında şöyle yazmış: Aklınız filmin
cinsellikle ilgili tavrının ne olduğu, seks endüstrisine kabahat bulup
bulmadığı, ahlakçı bir tutum sergileyip sergilemediği, iletişim çağında büyük
şehirlerde iletişimsizlik yaşayan, sevgiye aç insanlar romantizmine kapılıp
kapılmadığı takılabilir. Veya seks bağımlılığı üzerinden kapitalizmin birey
üzerindeki etksini irdeleyen bir film olduğunu da düşünebilirsiniz. İletişimsizlik
konusunda haklı, bu konuda özellikle kıvırcık hatunla restorandaki yemek
sahnesi bunu çok güzel vurguluyor ama gerisi için: Geç abi bunları. YAHU BİR FİLM ELEŞTİRİSİNDE DE “KAPİTALİZMİN
BİREY ÜZERİNDEKİ ETKİSİ” LAFI GEÇMESİN BE!!! Sakinleşeyim. Ben şöyle bakmak istiyorum filme:
Bu film bir erkeğin kız kardeşi ile
zamanında yaptığı şeyin utancını her
şeye rağmen silemeyişini, artık interracial threesome’dan tut kabarık porno arşivine, gay seks’ten tut
outdoor seks’e kadar cinselliğin sınırlarını zorladığı ve orgazm kasılmaları
sırasında vücudunun en ufak kaslarını dahi biz seyircilere sergilediği halde
aklının karanlık bir yerine demir atmış o utançtan kurtulamayışını izliyoruz.
Ben böyle bakmak istiyorum, o zaman film
gözümde daha iyi bir yere geliyor (filmin çok da zkinde afedersin) ve üzerinde
düşünülesi bir hal alıyor sanki. Yani bahsi geçen bu utanç, genel bir seks
bağımlılığından kaynaklanmaktan ziyade, zamanında yaşanmış bir hadisenin yarattığı
utanç aslında. Seks bağımlılığı da herifin kendince bulduğu ve yapışıp kaldığı
bir çözüm. ŞİMDİ SPOILER VAR.........= En azından böyle düşününce sondaki
intihar teşebbüsü bir anlam kazanıyor benim için, aksi takdirde kızcağız “ay
kardeşimin eli sürekli zkinde, beni de evinde istemiyor!” diyip intihar edecek
değil ya?
Dördüncüsü, Alin Taşçıyan 5/5 vermiş filme, bir Fassbender
hayranlığı sezmediğim değil :) Bu filmdeki “performansı” dikkat çekici
gerçekten hehe. Biraz overrated bir film, ama kötü de değil sanki. İzlenmeye
değer, orası kesin.
2 yorum:
"Ben şöyle bakmak istiyorum filme" diye başlayan yerden sonraki yorumun çok güzel. Açıkçası filmin üzerine düşünürken kızın konuşmasındaki son "itiraf"ı (we are not bad people) orada bırakmıştım. kapitalizm falan filandan çok daha iyi bir yorum bence. söylediğin her şeye de katılıyorum (carey'nin "new york, new york" yorumu dışında, zira bence harikaydı), bence de filmin en ilginç sahnesi yemek sahnesiydi. sanırım adam sadece orada bir insanla gerçek bir "connection" kurma çabası içinde.
"we are not bad people" evet, sonra da devam ediyor: "we just come from a bad place."
Yorum Gönder