2/07/2012

SHAME aka FASSBENDER'S PENIS




Birincisi, Fassbender her yerde. Herif Inglorious Basterds’de bir oynadı pir oynadı, Hollywood diyarlarında olan şeyler için “adamın bahtı açıldı ayol” gibi şeyler söylenir mi bilemiyorum ama 2011 resmen bu adamın yılıydı. İlerde bir kısa film çekersem oynamaya hak kazandı. Şaka şaka, elbette kazanmadı, Ryan Gosling orda ışıl ışıl parlarken napiym Fassbender’ı. Özellikle bu filmde bu kadar yakın çekimde adamın penisiyle haşır neşir olmuşken?!

İkincisi, film yer yer inanılmaz sıkıcı “piyano eşliğinde bir New York güzellemesi” triplerine giriyor, o da yetmiyormuş gibi bir kısmında Never Let Me Go ve Drive’daki duruluğuyla bizi kendisine aşık etmiş Carey Mulligan yüzüne fondotenin iyi yedirilemediği noktaları dahi belli edecek bir yakın çekimde 5 dakika boyunca berbat bir “New York, New York” vokal performansı sergiliyor! Bazı kısımlarda iç bayma konusunda nedense birlikte anıldığı Sleeping Beauty ile yarışıyor bence.

filmin en ilginç sahnesiydi bence burası
Üçüncüsü, “Sinema” dergisi film hakkında şöyle yazmış: Aklınız filmin cinsellikle ilgili tavrının ne olduğu, seks endüstrisine kabahat bulup bulmadığı, ahlakçı bir tutum sergileyip sergilemediği, iletişim çağında büyük şehirlerde iletişimsizlik yaşayan, sevgiye aç insanlar romantizmine kapılıp kapılmadığı takılabilir. Veya seks bağımlılığı üzerinden kapitalizmin birey üzerindeki etksini irdeleyen bir film olduğunu da düşünebilirsiniz. İletişimsizlik konusunda haklı, bu konuda özellikle kıvırcık hatunla restorandaki yemek sahnesi bunu çok güzel vurguluyor ama gerisi için: Geç abi bunları.  YAHU BİR FİLM ELEŞTİRİSİNDE DE “KAPİTALİZMİN BİREY ÜZERİNDEKİ ETKİSİ” LAFI GEÇMESİN BE!!! Sakinleşeyim. Ben şöyle bakmak istiyorum filme:  Bu film bir erkeğin kız kardeşi ile zamanında yaptığı  şeyin utancını her şeye rağmen silemeyişini, artık interracial threesome’dan tut  kabarık porno arşivine, gay seks’ten tut outdoor seks’e kadar cinselliğin sınırlarını zorladığı ve orgazm kasılmaları sırasında vücudunun en ufak kaslarını dahi biz seyircilere sergilediği halde aklının karanlık bir yerine demir atmış o utançtan kurtulamayışını izliyoruz. Ben böyle bakmak istiyorum,  o zaman film gözümde daha iyi bir yere geliyor (filmin çok da zkinde afedersin) ve üzerinde düşünülesi bir hal alıyor sanki. Yani bahsi geçen bu utanç, genel bir seks bağımlılığından kaynaklanmaktan ziyade, zamanında yaşanmış bir hadisenin yarattığı utanç aslında. Seks bağımlılığı da herifin kendince bulduğu ve yapışıp kaldığı bir çözüm. ŞİMDİ SPOILER VAR.........= En azından böyle düşününce sondaki intihar teşebbüsü bir anlam kazanıyor benim için, aksi takdirde kızcağız “ay kardeşimin eli sürekli zkinde, beni de evinde istemiyor!” diyip intihar edecek değil ya?

Dördüncüsü, Alin Taşçıyan 5/5 vermiş filme, bir Fassbender hayranlığı sezmediğim değil :) Bu filmdeki “performansı” dikkat çekici gerçekten hehe. Biraz overrated bir film, ama kötü de değil sanki. İzlenmeye değer, orası kesin.



2 yorum:

Çetin Cem dedi ki...

"Ben şöyle bakmak istiyorum filme" diye başlayan yerden sonraki yorumun çok güzel. Açıkçası filmin üzerine düşünürken kızın konuşmasındaki son "itiraf"ı (we are not bad people) orada bırakmıştım. kapitalizm falan filandan çok daha iyi bir yorum bence. söylediğin her şeye de katılıyorum (carey'nin "new york, new york" yorumu dışında, zira bence harikaydı), bence de filmin en ilginç sahnesi yemek sahnesiydi. sanırım adam sadece orada bir insanla gerçek bir "connection" kurma çabası içinde.

Armageddon dedi ki...

"we are not bad people" evet, sonra da devam ediyor: "we just come from a bad place."